VELi YILMAZ

Pranga

Büyük bedeller ödersin, ödemişsindir. Kendin böyle düşünmektesin ve böyle hissedersin. Çünkü büyük emekler verilmiştir, hasat zamanına varıncaya kadar, ürünü olgunlaştırmak maksadıyla.
*
Büyük çabalar harcanmıştır, toprağı hazır hale dönüştürmek için, tohumları büyütmek, yaşatmak için. Çok çalışılmış, çok zaman harcanmıştır, bütün bunları yapabilmek için.
*
Tohum ektiğimiz tarlanın, bir başına bir sonuna koşmaktan, bitap düşmüştür insan. Ürünü elde edebilmek, iyi verimli bir hasatın yaşanabilmesi için durup dinlenmeden emek vermek, şiar olmuştur bizlere.
*
Bize helal değildir, dinlenmek, gülmek, eğlenmek. Alnımıza yazılmış derin bir oh demek.
*
Güzel bir hasat mevsimini dünya gözüyle görmek. Yıllarca koşmak, uğraşmak, köleden beter yola revan olmak, payımıza düşendir bizim.
*
Sen istediğin kadar hayal et, Sen istediğin kadar düşle, sararmış başak tarlalarını. Evet, hasat mevsimi geldiğinde, başaklar sararmıştır. Ama içleri boştur, tohumlar yoktur.
*
Ektiğin tohumlar, çalışmalar, karşılık bulmamıştır, anlaşılan. Belki de bize göre öyledir kim bilebilir. Belki de yeterince koşmadık, yeterince bedel ödemedik.
*
Bundan böyle, akıl yürek karşısında galip gelmeli..  Maddi, manevi, boyumuzu aşan ağır kayıplar; ders olur artık bize, bizlere.
*
Böyle bir uğraşın içinde artık var olmamak, nasihatin en büyüğü olmuştur, hepimize. Bir bak yaşadıklarına, uzun bir koşuydu neler yaşandığına.
*
Durup dinlenmeden, sayısız ayakkabı değiştirdiğin ve derin bir yorgunluk neticesinde, teselli bulamadığın o uzun koşu.
*
Terini akıtman bir tarafa, koşup yorulman bir yana, tüm bunlar yaşanırken işitilen hakaretleri, ne yana koymalı insan.
*
Tamir edilemeyecek kadar çok kırılan onur duygusunu, yaşamın neresine oturtmalı insan. Kristal vazo gibidir insan onuru.
*
Kırıldı mı, bir daha bütünleştirmek, olanaklı değildir. Hasat mevsimi için koştururken, işte böyle bir pranga vurulmuştur ayaklara.
*
Hem pranga ile uğraşılmış ve hem de koşmaya çalışmıştır. Ne kadar içler acısı bir durumdur, bu durum. Bu koşuda bir ayağındaki prangaya bakıyorsun, birde koşmak da olduğun yola ve birde ırak görülen, göz alabildiğine uzanan uzaklığa.
*
Eller bayram yaparken, gülüp oynarken özgürce, sen çalışmak zorundasındır.
*
Özgürlük senin neyine. Millet bugün bayramdır derken, biz iş var demişizdir.
*
Herkesler bu saat uyku saati derken, bizler çalışma saati demişizdir.
*
Artık uyku diye bir şey yoktur bize. Günün her saati, hasat mevsimine feda. Hasat mevsiminin dışında başka bir şey düşünmemekte, bu final koşusunun yanında.
*
Ne kadar koşulmuştur, ne kadar emek harcanıp bedel ödenmiştir, biz bile farkında değilizdir.
*
Ama hasat mevsiminden beklenen ürüne, veda edilmiştir.

Leave A Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked *