Paranın bulunmasından bu yana insanlığın bir kısmının amacı; parayı elde ederek ona hükmetmek ve bu yolla mutlu olmaktır, bir kısmının amacı ise paranın varlık amacına uygun biçimde harcayarak değil, yalnızca sahip olarak mutlu olabilmek biçiminde değerlendirilebilecek iki çeşit mutlu olabilme limanı vardır.
*
Parayı mutlu olabilmek için araç olarak görmek ve bu aracı da mutlu olmaya giden yolda kullanmak, akıllı insanların yöntemidir.
*
Diğer yandan amacı para olarak seçenler ise, sağlıklı biçimde amaç araç ilişkisinin kuramayan kişilerdir.
*
Bu kişilerin amacı yegane olarak para biriktirmek ya da parayı bir mala tahvil etmektir.
*
Dolayısıyla gerçek mutlulukla sanal mutluluk yer değiştirmiştir.
*
Birkaç örnekle mevzuyu somutlaştırmaya çalışalım. 1990'lı yılların başında Ankara Necati Bey Caddesi'nde Ali Dayı isimli 90 yaşlarında bir tanıdığımız yaşamaktaydı.
*
Oturduğu cadde başkentin en gözde caddelerinden biriydi ve bu cadde de birçok taşınmaza sahipti.
*
Hatta sayılamayacak kadar çok kiracısının olduğu söylenirdi.
*
Ali Dayı spor yapmak ya da bir başka nedenden dolayı değil, sadece ekonomik tercihleri gözeterek, Ankara sebze halinden domates almak için otobüse binerdi o yaşına rağmen.
*
Bir başka örneği ise şu şekilde anlatmak isteriz.
*
Oturduğumuz apartmanın 7. katında Mehmet Uyuntu isimli bir komşumuz vardı.
*
Apartmanda oturan sakinlerce, Mehmet Bey'in bir hanı olduğu söylenirdi.
*
Yanı sıra oturduğumuz mahallede ve başka yerlerde de taşınmazlarının olduğu söylenir bizler de Allah daha çok versin derdik.
*
Mehmet bey; kimseye öyle çok selam vermeyen, karşıdan gelen olsa da pek bakmayan, selam verseniz dahi lütfen kabilinde selama karşılık veren bir şahsiyetti.
*
Mehmet Bey'in bir gün çöp konteynırını karıştırdığı söylendi ve çöpte bulduğu bir çakmağa bakarak, çöp konteynerinde işe yarar şeyler çıkıyor demesi hepimize tuhaf gelmişti.
*
Burada değerlendirmeye bakıldığında amaç ile araç ilişkisinin yer değiştirdiği, paranın konforlu bir yaşantıyı mümkün kılacağı yerde konforsuz ve hiç de tasvip edilemeyecek, onaylanamayacak bir yaşantının kapılarının açıldığı görülmekte.
*
Bizce olması gereken, kabul edilebilir koşullar dairesinde yaşamı sürdürme bağlamında, temel ihtiyaçları karşılamak, yanı sıra gelirimize bağlı olarak giderimizi düzenlemek ile dengeli gelir ve gideri hayatımızda etkin hale dönüştürebilmektir.
*
Esas olan bütçemizden sevdiklerimize, değer verdiklerimize, önem affettiklerimiz içinde bütçemiz nispetinde para kullanabilmektedir.
*
Gücümüz çerçevesinde çocukları sevindirebilmeliyiz.
*
İşte bu küçük gibi görünen, büyük şeylerde paraya hükmetmiş olarak daha mutlu, daha güler yüzlü bir hayatın pencereleri açılabilir ve güneşin içeriye doğmasını sağlayabiliriz.