Bir çiçek sepetindeki koku,
Sizi ıslatan ince bir yağmur
*
Arkasından gelen minik bir kar tanesi.
Pencerenin kenarında yem bekleyen kuşlar.
*
Güne merhaba diyen güneş..
Çağlayan ırmak, coşkun denizin dalgaları
*
Kucaklaşan insanlar,
Meydanlarda kahkaha atarcasına gülen çocuklar,
Tezgâhtaki simit,
*
Fırından yeni çıkmış bir ekmek
Güvercinler arasında süpürgesini sallayan çöpçü,
Kamyon egzosu
Sinir bozucu klakson,
*
Pencereden sallanan halı, apartman merdivenindeki ayak izleri.
Kapıcıya verdiğiniz istek listesi
Bir kalıp sabun, bir mandal.
*
Bir tuğla, bir taş.
Binanın altındaki minik lokantadan kokan mis gibi çorba,
*
El arabasına kum koyan inşaat işçisi,
Kaldırımdan yürüyen parfüm kokulu kız,
Yudumladığımız kahve,
*
Akşam voltası,
Denizin mavisi,
Bir balıkçı teknesinin içerisinde dolu palamut,
*
Yolcu teknesi, limonata dolu bardaklar
Ve alınterinin verdiği gurur.
Sılaya özlem mısraları
*
Aşığın sazından çıkan özlem dolu dizeler.
Tezkere zamanı
Annenin boynuna sarılış
Babanın gizli gözyaşları, sen bıraktığında kocaman olmuş kundaktaki bebe.
*
Neredeyse bir tabloya dönüşmüş üzüm taneleri
Mürekkep kutusundaki divit,
Ve gelen ayrılık vakti.
*
Eviriyoruz, çeviriyoruz hepsi merhaba ile başlıyor, merhaba ile bitiyor.
*
Kısa insan ömrünün hepsinin içindekiler ve yazamadıklarımız merhabalar arasında kaybolup gidiyor.
*
Keşke, zamanı durdurabilmek mümkün olsa,
*
Daha çok merhaba desek, daha çok sevsek kardeşliği, dostluğu sevgiyi.