Hep başarı hikayeleri duyarız, büyüklerimizden. Hep nasıl başarılı oldukları konusunu, anlatırlar bizlere. Hayatta, nasıl yol alınması gerektiği konusunu işlerler, doğru yol yürüyelim diye.
*
Hayata hazırlanmak için, onların rahle-i tedrisinden geçeriz bizler. Bir okuldur büyüklerimiz, bizler için. Hayat atölyesidir onlar, her şeyi uygulamalı öğreten.
*
O öğretmenler, iyi ile kötünün farkına varlığımızı sağlamaya çalışırlar, ellerinden geldiği kadarıyla.
*
Hayat okulunun öğretmenlerinin her biri, kendi alanlarıyla ilgili dersler veriler bizlere. Maksat sadece, yürürken hayat yolunda, canımızın yanmaması değildir. Bizim de, o bayrağı, ileri taşıyabilmemizdir esas olan.
*
Bunun bir bayrak yarışı olduğu ve zaman zaman, çetinlikler içerdiğini, anlatır bize atalarımız. Yapacağımız işlerin, üstlendiğimiz görevlerin, layıkı ile yerine getirmemiz içindir, tüm anlatılanlar.
*
Başarılı olabilmek için çok çalışırız. Durup dinlenmeden, ödevlerimizi yerine getirebilmek için, çaba sarf ederiz. Dağ, tepe yürüdüğünüz o yol, hikâyedir bize, Laf-ı güzaftır, çetinlik olarak, ifade edilen zorluklar bizlere.
*
Anlamı yoktur, yolumuza çıkan engellerin. Soğuk olmuş, sıcak olmuş, fark etmez, yürürüz biz yine de hedefimize. Çünkü o hedef, bahardır bize. O hedef başarının tam da kendisidir vesselâm. Hayatın mantığı odur, bizim için, bizler için.
*
Yaşam gayesi anlamına gelir, amaçlarımızı kucaklamak ve o, amaçla birlikte olmak. Gözümüz başka güzellik görmez, kilitlendiğin hedef dışında.
*
Sonuna kadar mücadele veririz, bağlandığımız, o hedef uğruna. Bir noktadan sonra artık, düşünmeyiz, moral verecek cümleleri. Sözler anlamsızlaşır, belirli bir aşamaya gelindiği zaman.
*
Sözler etkilemez artık sizleri, dinlemek de istemezsiniz artık, o moral verecek tümceleri. Mücadeleyi veren, karşılığını almak ister, harcadığı emeklerin, döktüğü alın terinin.
*
O aşamaya geldikten sonra iş, kulağını kapatmıştır emeği sarfeden söylenenlere.
*
Artık kendisi söylemek istiyordur, uğraştı iş ile ilgili bir şeyler.