Denizlerin üstü maviydi, öyle kalabilseydi. Tonlarca atık bıraktılar, balinaların penguenlerin, martıların kimyasını bozdular.
*
Hep çocuk kalabilseydik, çocukları ağlattılar, kirli bir savaş var ortalıkta dolanan, Patlayan silahların arasından ah keşke bir dur diyebilseydik insanlık kıyımına.
*
Gökyüzü kirlendi, gökyüzü artık nefes alınamaz hale getirildi. Oysa insan daraldığı anda bir nefes almak adına gökyüzüne bakardı, ah keşke gökyüzü hep mavi kalabilseydi, kalmadı.
*
Buğday tarlalarının rengi hep sarı kalsa
Ağaçların dalı kırılmasa ah keşke…
Kuşlar kanadını çırpa çırpa mavi denizlere doğru devam edebilse,
Kundaktaki bebe hep öyle kalabilse.
*
Gül’ün rengi hiç solmasa, hiç düşmese yüzümüzdeki gülücükler.
Bugün ne yazık ki hep geride bıraktıklarımızı arar olduk,
Yüzlerde gülümseme yok.
*
İnsanlar sevgiye muhtaç, kavgalar artmış, anlaşmazlıklar alıp başını gidivermiş bir kangren gibi büyürmüşçesine.
*
Dünyaya bakıyoruz hep acılarla dolu, hani tarayıp okşadığın saçlar,
Bir gözyaşını silmek için taşıdığın mendil
Ah keşke, hep arka cebinde saklayabilsen..
*
Taş olmuş yürekler, acımasızlığın göstergesi yürek burkuyor.
Sevmiyor hiç biri, seviyormuş gibi yapıp gerçek niyetini gösteriyor.
Ah keşke sende iyilik oyununun başındaki ebe olsan, bir mendil sallayabilsen kardeşliğe doğru.
*
Bugün için neler söylemek istediğinde baktığınızda dünyanın yuvarlak değil bir tekdüze döndüğüne şahitlik etmiyormusun.
*
İşte başarabildiğin kadarıyla sende tanıklık et, dünyanın değişimine öncülük et,
Geçmişte yapılan yanlışların tarifini unut, sevgi kat, özgürce konuş, kucakla.
*
Eskiden beri biriktirdiklerime bakıyorum, sevmiyoruz yani yüzümüze çarpılan gerçekleri.
*
İnsanoğlu değil miyiz çiğ süt emmişiz,
Dün dediklerimizi bugün unutuyoruz…
Ah keşke eski defterleri bir karıştırabilsek.