VELi YILMAZ

Hayat Yolunda

Hayata başladığımız, ilk zamanları hatırlayalım, birlikte. Siyah önlüklü, beyaz yakalı, elma yanaklı afacanlardık, öğretmenlerimizin gözünde.
*
Doyasıya koşardık, bayramda alınan ayakkabılarımız ile birlikte. Uçurtmaların peşinden koştururduk, uçurtmalar kadar hür ve özgürdük bizler, yaşamın o evresinde.
*
Soğuk yağmur suları, ayakkabılarımızdan içeriye sızsa da, parmaklarımız başkaldırıp, ayakkabıdan dışarıya çıksa da, bırakmazdık yine de, peşinden koştuğumuz o topu.
*
Biz büyüdükçe, sorunlar da büyüdü, bizimle birlikte. Uçurtmanın, mavi gökyüzü ile yaşadığı özgürlük, siyah beyaz fotoğrafların, bulundukları albümlerde, yerlerini almıştır artık.
*
Her yaş almış olan insan, hatırlamak ister, gözlerinin yaşarmadığı o zamanları. Bir tek kendisi vardır, kendisi küçük ama kalbi büyük, o insanın. Sonra o safiyane düşünceler, kaybolur zihinlerden, sorunlar dehlizinin derinliklerinde.
*
Zaman ayıramaz insan kendine, akan zaman içinde. Birçok şapka vardır artık, çocuklara göre, büyük olan bu kişide.
*
Uçurtma uçurmak, top peşinde, alabildiğine koşmak, ufuklar kadar uzaktır, kafasında birçok şapka taşıyan o kişilere. Pek tabii ki utkuları vardır, o insanların da, tutkuyla bağlı olduğu.
*
Lakin kendinden çok, başkalarını düşünmenin mevsimini yaşanmaktadır, geçmişin elma yanaklısı, bugünün olgun insanı. Geçmişin elma yanaklısı, savaşmak zorundadır artık, pek çok cephede.
*
Yangınların içinden geçmek zorundadır, eskinin küçüğü, bugünün büyüğü. Hayatla savaşmaktan,  göremeyiz artık, gözümüzün önündeki güzellikleri. Bakarız ama görmeyiz yaban lalelerini. İçinde yürürüz, lakin hissedermiyiz, o akpark papatyaların, kokusunu, rengini.
*
Ağaçlarla konuşmayı, doğa ile dertleşmeyi unutmuştur, yaşı ilerlemiş, yarım asra yaklaşmış bu adam. Yüzümüz gözümüz, simsiyah olmuştur, hayat denen, savaş meydanlarının, isinden pasından.
*
Birçok ayakkabı değiştirmiştir, hayat yolunda, kırklı yaşların, sonlarını yaşayan bu adam. Ne kadar yol alsa da, tanıklık etmemiştir, bir çiçeğin büyümesine, gonca gülün serpilmesine.
*
Hayallerini süslemez artık, engin maviliğin, uzaklardaki yedi renkli tacı. Güneş renkli yaprakların zamanına, ramak kalmıştır artık.
*
Düşlerin peşinden koşma, hayatla yakan top oynama zamanları, gerilerdedir artık. Yaşama veda etmeye, yaklaşmakta olduğunu, herkesten daha iyi anlar, ellisine yakın olan bu adam.
*
Mücadele yorgunudur, bir tutam mutluluk, bir avuç sevince, özlem duyan bu adam.

Leave A Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked *