Her şeyin eskisi, belki kötüdür. Belki tasvip edilmez ve belki de beğenilmez. Ama dostlukların eskisi, makbul olanıdır.
*
Uzun zaman önce tanışıp, tanışıklığı sürdürüp, birlikte gülüp, birlikte acıyı içtiğimiz, birlikte saçlarımızı beyazlattığımız, kişilerden bahsetmekteyiz, eski dost derken.
*
Bu kişiler hep yanınızdadır. Derdinize ortak olmuştur, fark ettirmeden. Çözüm yolları aramıştır sorunlarımıza, size hissettirmeden.
*
Çok uzun zaman sonra, öğrenirsiniz yapılan iyiliği. Size söylememiştir bile, dostunuz yaptığı iyiliği. Koca koca dertlerinize, derman olmuştur, kökleri derinlerde olan dostluğunuz.
*
Her daim yanınızda, yakınımızdadır. İhtiyaç duyduğunuz vakit, omuz vermiştir eski dostunuz size. Gözlerinize baktığında anlar sizin ne demek istediğinizi. Derdinizle dertlenir. Sıkıntınızı sizden fazla yaşar, benliğinin derinlerinde.
*
Belli etmez size üzüntüsünü, size sizden fazla üzüldüğünü. Sizin için ağlamıştır dostunuz, kendi yalnızlığında.
*
Siz üzüldüğünüzde, onun bahçesinin çiçekleri solar. Ağaçların yaprakları sararır. Elma ağacı; gelinliğini çıkarır, karalara bürünür.
*
Kuşlar ötmez olur, üşüyen kuşlar, konuşmama orucuna tutulur. Yaban lalelerinin kırmızılığı görünmez olur, havanın alacağında. Gelincikler boynunu büker, bu havanın karanlığında.
*
Böyle bir duygu yoğunluğundadır eski dost. Derdinle, yoğrulmuştur adeta, eski dostun. Hep yanında olmasını istersin, o dostunun. Çünkü onunla huzur bulursun, onunla mutlu olursun. Onunla yüzünde tebessümler belirir. Çünkü herkesin yüzü, samimiyetle birlikte neşelenir.
*
Gönül esasında cenneti yakalamıştır, eski dostu ile birlikte. Saçlar birlikte aklaşmıştır, bu dostların. Yüzleri birlikte eskimiştir, kardeşten ileri olan insanların.
*
Diğerleri dost değildir bizlere. Günü geçiririz, günü birliktir, onlar bizlere. Hayatı tatlandırmazlar, yaşamınıza renk katmazlar.
*
Uzun süre önce tanışmış olsak da, birlikte yaşamamışızdır onlarla. Aynı havayı solumamışız, aynı soğukta üşümemişizdir, biz onlarla. Aynı derenin balıkları olmamışız, hiçbir zaman. Bizim gördüğümüz çirkinliğe, onlar çirkin demez.
*
Bizim gördüğümüz güzellik, onlara az gelir. Bazende dost olmadıklarımız, bizi Dünya'ya getirenlerdir.
*
Kimi zaman aynı annenin karnında büyüyenler de, dost olmazlar, olamazlar. Aile olarak gördüğümüz bu birliktelik, özden uzak, kabuktan ibaret bir yapıdır, gerçekte.
*
Gönül hep samimiyetten yanadır. Dostluk samimiyeti bulduğundadır. Gönül; birlikte dost dediğin ile bir pencereden baktığında, aynı güzelliği görenlerdir.
*
Aynı çirkinliği duyumsayıp, ona çirkin diyebilmektir dost demek. Aslında aynı şeyleri hissetmek, birbirinin gözüne baktığında, ne düşünüp, ne düşünmediğini, anlamaktır eski dost. Böyle dostluklar karanlığı aydınlığa, çölü münbit topraklara çevirir ve bu dostluklar fener tutarlar geleceğe.