Harikulade renkleriyle ne çok şey anlatır insana, o tanımlanamaz güzellik. Yedi renkli güzellik, hayatın tadıdır aklında.
*
Ulaşmak, altından geçmektir, çocukluğunun en özel oyuncağı. Mutluluğu hatırlatır bize, yaşamın tacı. Yorgunluğun sonunda ulaştığın ve bir "oh" dediğin zamandır bir bakıma.
*
Elma yanaklı çocukları görürüz, gökkuşağına baktığımızda. Harikulade o güzel renkler, ilkbaharın aydınlık yüzünü hatırlatır bizlere.
*
İçimizde kıkırdayan çocuktur, gökkuşağı dediğimiz pırıltı. Işıl ışıldır, altından daha değerli.
*
Yamalı pantolonlu çocukların, birbirleri ile yarışarak, altından geçmeye çalıştıkları bilezik, mutluluğun simgesi.
*
Yaşam hep gökkuşağı gibi olsun isteriz bizler, hepimiz. Rengârenk canlı renkleri ile elimizi tutsun isteriz. Sıcak gülümsemesini, bizlere yansıtsın isteriz.
*
Asmasın bize yüzünü, ağlamasın bulutlar, şimşekler çakmasın, hayatın o güzel yüzünde.
*
İşte tüm talebimiz beklentimiz bu yönde. Çekilen sıkıntıların ardından, bir kez olsun, gökkuşağının renkleri ile bizi tanıştırsın isteriz hayat.
*
Verilen emeklerin, akıtılan terlerin ardından, o gökkuşağını cebimize koymazsa bile hayat, hiç değilse bize göstersin isteriz o güzelliği. Çünkü biz biliriz ki, gökkuşağı yaşamın bize sunacağı en güzel armağandır.
*
Yorulmuşluğumuzun sonunda, ulaşılan nirvana'yı tarif eder, gökkuşağı dediğimiz harikulade bilezik.
*
Yaşamın armağanıdır bizlere, mola verilen gölgelik. Gözyaşlarının silindiği, başının okşandığı, yaralarının iyileştiği yerdir, gökkuşağının gölgesi.
*
Neler yaşadığın, hangi acıları çektiğin, nasıl mücadeleler verdiğin, savaştığın cephelerin sonunda, ulaşmış olduğun enfes bir güzelliktir, gökkuşağı.
*
O çatının altında asık yüzlülük yoktur. Kavgalar, kötü sözler, geride kalmıştır. Kimse seni azarlamaz, o güzelliğin altında. Kimse maskeli baloda değildir.
*
Herkes kendi yüzüyle arz-ı endam eder yanında. Tedirginlik yoktur, ürkek Kuşlar gibi. Acaba doğrumu yaptım, yanlış mı yaptım endişesi, kapalı odalardadır artık.
*
Acaba neye kızacaklar duygusu, bir son bulmuştur, o güzelliğin altında. İttirip kaktırılmaya, bir son verilmiştir.
*
Gökkuşağının altın gibi renginin kucaklamasıyla ve onun da seni sarmasıyla.
*
O güzel renklerin altında, yalana, riyaya, ikiyüzlülüğe politikaya yer yoktur vesselam. Hayatın dikenli yollarında yürümenin sonuna gelinmiştir.
*
Gökkuşağına ulaşılmasının ardından. Bazen de ulaşamayız o harikuladeliğe, biz ona koşsak da.
*
Biz ona konuşsak da, o bizden devamlı uzaklaşmaya çalışır. Güleç yüzünü uzaklardan bize gösterse de, o hoş renkleri ile bizi bir türlü sarmaz, sarıp bizi ısıtmaz.
*
Biz ona koştukça o bizi iter. Bir türlü bu özleme bir son veremeyiz. Dizlerimiz de derman kalmayasıya kadar, koşarız o güzelliğe.
*
Gökkuşağı ulaşmak isteyip te, bir türlü ulaşamadığımızdır aslında.